Dış kaynak kullanımı (outsourcing) nedir?
Daha önceki yazımda, lojistiğin öneminden bahsetmiş, ticaretin
küreselleşmesi ile yoğunlaşan rekabette, tedarik zincirinin her halkasının öneminin
ne kadar çok arttığına işaret etmiştim. Buna ek olarak artık müşterinin
belirleyici konumda olduğu ticarette tasarımda, satışta, üretimde,
nakliyede en iyisi olmanız gerektiği de bir gerçek. Bununla beraber, elinizdeki mevcut iş
ve odak gücü, sizin bu alanlardan bir ya da birden fazlasında yeterli
olmanızı sağlayabilir, fakat hepsine yetmesi beklenemez. Beklense bile bu sizin
işletmenize, ek maliyet, hantallık gibi olumsuz sonuçlar olarak dönebilir.
O zaman yapılabilecek en
mantıklı iş; tabiri caizse işi ehline havale etmek yani dış kaynak kullanımı olacaktır.
İşin kitabına bakacak olursak dış kaynak kullanımı; firmanın süreçlerinden birinin, ilgili insan kaynağı ile birlikte, uzun süreli bir sözleşme kapsamında bir dış firmaya aktarılması olarak tanımlanabilir (Quelin and Duhamel, 2003).
İşin kitabına bakacak olursak dış kaynak kullanımı; firmanın süreçlerinden birinin, ilgili insan kaynağı ile birlikte, uzun süreli bir sözleşme kapsamında bir dış firmaya aktarılması olarak tanımlanabilir (Quelin and Duhamel, 2003).
Sağlıklı bir işletme, her şeyden önce kendi iş süreçlerini analiz
etmeli ve her süreci en optimum şekilde nasıl yürüttüğünü bilmeli, bu analize
göre hangi sürecini kendisinin yapacağının hangi sürecini dış kaynağa
devredeceğini kararlaştırmalıdır. Böylelikle öncelikli olarak,
- maliyetlerini düşürecek,
- maliyetlerini kontrol altında tutacak,
- süreç risklerini dış firma ile paylaşacak,
- yönetsel yükünü azaltacak,
- dış kaynak olarak kullandığı firmanın tecrübe ve birikiminden faydalanacak
- alternatiflere kavuşacaktır.
Tabi ki dış kaynak kullanım süreci her süreç gibi kendi risklerini
ve maliyetlerini taşımaktadır, örneğin firma dış kaynağa yönelttiği işlere
eskisi kadar hakim olmayacak bu da onun kontrolü kaybetmesine sebep
olabilecektir. Her şeyini emanet ettiği ve artık damarlarına kadar nüfus eden
firmaya uzun vadede bağımlı kalabilecek, bu da onun alternatif (ve büyük
ihtimalle daha az maliyetli) firmalarla iş birliğini zorlaştıracaktır.
Tedarikçi firmanın faaliyetlerinden doğabilecek hukuki durumlar ise her zaman
bir risktir. Dış kaynak kullanımı sürecinde tüm bu risklere karşı önlemler
alınmalı, sözleşmede risklerle ilgili açık maddeler belirlenmeli ve anahtar
performans öğeleri (kpi, key performance indicators) belirlenmeli ve takip
edilmelidir. Ayrıca iletişim, izlenebilirlik için sağlam altyapı, büyük önemi
haizdir.
Lojistik ve dış kaynak kullanımı, 1pl,2pl,3pl ve 4pl
Lojistik, işletmelerde üretim, pazarlama gibi ana faaliyetlerin
yanında bir yan faaliyet olarak görülmektedir. (Lojistik sektöründeki
meslektaşlarım alınmasın :)) Bu yüzden lojistikte dış kaynak kullanımı hem
maliyet düşürme amaçlı hem de stratejik amaçlı öne çıkmıştır. Lojistikte dış
kaynak kullanımı amaçları şöyle sıralanabilir;
- Lojistik yatırım ve operasyon maliyetlerini azaltmak
- Taşıma, elleçleme, stoklama gibi faaliyetler sırasında oluşabilecek riskleri servis sağlayıcıya devredebilmek (taşıma esnasında kaza, kırılma, stoklama esnasında kayıp, çalınma gibi)
- Üretim, pazarlama gibi ana faaliyetlere yoğunlaşabilme, bu faaliyetleri desteklemek (alınmayın demiştim:))
- Malzeme ve ürün akışını hızlandırarak lojistik avantaj sağlamak
- Müşteri ile karşılaşılan noktalarda iyi bir lojistik performansı ile müşteri memnuniyetini arttırmak
- Taşıma araçları, elleçleme ekipmanları, stok alanı gibi yüksek maliyetli yatırımlardan tasarruf
- Servis sağlayıcıların sahip oldukları ve diğer firmalardan kullanabildikleri kapasitede faydalanmak
- Lojistik planlama, hızlı ve başarılı operasyon ile stok maliyetlerini düşürmek
- İşgücünden tasarruf
- Firmanın dünya çapında teknolojik çözüm ve olanaklara erişimini sağlamak
- Lojistik çözümlerde müşteri ihtiyacına göre farklı yetkinliklere sahip servis sağlayıcılara ulaşabilmek
1pl, 2pl, 3pl, 4pl kavramlarını açıklamak için öncelikle kelime
manasını açıklamakta fayda var. 1pl= Birinci Parti Lojistiği demektir ve
buradaki party=taraf manasına gelmektedir. Önce tarafları
anlatacak olursak;
1pl,2pl,3pl ve 4pl süreçleri |
1.Parti (taraf): Lojistik hizmet alan taraftır. Bu bir üretici
(örn;EVYAP, P&G),toptancı- parekendeci (örn;Bizim,Tchibo,Bim, Migros) veya
herhangi bir gönderici olabilir.
2.Parti (taraf): Birinci taraf olarak tanımlanan firmaların doğrudan
müşterisi
olan firmaları ifade eder. (Örneğin
Evyap’tan mal alan Migros)
3.Parti (taraf):Lojistik servis sağlayıcılar. (canlarımız). Bu
firmalar, hizmeti kendi sağladıkları gibi, aracı firmalar, freight forwarderlar
da olabilir.
4.Parti (taraf):Sadece aracı olmak ya da direkt servis vermenin
yanı sıra, çözüm üreten, birden fazla 3pl firmasını bir organizasyonda koordine edebilen, bilgi akışını sağlayan firmalar. (Deloitte, Accenture) Bu
kavram Accenture tarafından dile getirilmiş olup isim hakkı onda olduğu için konu hakkında hizmet veren
diğer firmalar kendilerini LLP (lead logistics provider-lider lojistik
sağlayıcı) olarak adlandırmaktadır.
Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü parti lojistik kavramlarını
açıklamadan önce bu kavramların sınırlarının tam olarak net olmadığını ve bazı
tabirlerin muğlak olduğunu ifade etmeliyim, bakacak olursak;
1.Parti Lojistik faaliyetleri; Üreticinin, parakendecinin, ya da
göndericinin kendi imkanları ile yaptığı lojistik faaliyetleridir. Kendi tır
filosu ile kendi dağıtımını yapan ya da kendi deposunda kendi personelini, ya
da taşeron kullanarak depolama yapan firma 1. Parti lojistik yapmaktadır.
2.Parti Lojistik faaliyetleri; Varlık bazlı, yatırım bazlı (asset
based) dediğimiz, tır filosu, depo yerleri, antrepolar kendi varlıkları olan ve
bu varlıkları ile geleneksel taşımacılık, depoculuk hizmetleri veren
firmalardır. Bu firmalar 1. Parti firmalar ile iş yaparlar.
3.Parti Lojistik faaliyetleri; Üçüncü parti lojistik, bir şirketin malzeme yönetiminin veya ürün
dağıtımının kısmen veya bütünüyle başka bir şirkete verilmesidir. Bu aracı
firmalar, kendi yatırımlarına sahip firmalar olduğu gibi, organizasyonlarında
birden fazla 2pl firmalarını kullanan firmalar da olabilir. Dış kaynak olarak
3PL tedarikçilerinden yararlanılan tipik hizmetler taşımacılık, depolama, stok yönetimi,
katma değer yaratan hizmetler, bilişim hizmetleri ve tasarımı ile tedarik zincirinin yeniden yapılandırılmasıdır. Örneğin üretici bir firma, kendi deposunun
stok,envanter ve verilen siparişlere göre sevkiyat planlaması yönetimini 3pl
bir firmaya verebilir, 3pl firması verilen işleri yapmak için gerekli olan
personel, envanter, bilgi sistemleri altyapısını kendisi yönetecektir.
4.Parti Lojistik Faaliyetleri; Aracılar tarafından gerçekleştirilen, üçüncü parti
lojistik hizmetler için kullanılan altyapı ve kaynakları da kapsayan lojistik
faaliyetlerine verilen addır.
Bu altyapı ve kaynaklar, bilgi altyapısı, fiziki tesisler, süreç planlaması ve
yönetimini de içerir. Dördüncü parti lojistik kavramı, lojistikte dış kaynak
kullanımının en gelişmiş örneğini ortaya koymakla beraber, Lojistik süreci baştan
tasarlama, Lojistik süreci dönüştürme, Lojistik süreci yürürlüğe koyma gibi
süreçleri içermektedir.
5pl, 6pl ve ötesi;Anlaşılan
o ki, zaman geçtikçe ülkemizde ve dünyamızda lojistik faaliyetleri daha fazla
önem kazanmakta, kârlılık ve optimizasyonda daha da önemli yer kaplamaya
başlamaktadır. Hal böyle olunca şu an kaynaklarda yavaş yavaş sözü edilmeye
başlanan 5pl (odağında bilgi teknolojileri olan, lojistikle ilgili
hizmetler) ve 6pl (üretim ve pazarlama alanlarında faaliyetler) kavramlarının ilerde daha da
sık anılacağı ve konuşulacağı muhakkak.
4pl lojistik hakkında oldukça başarılı ve derinlemesine inceleme olmuştur. Sürekli takip ettiğim https://www.ayazlojistik.com.tr/4-parti-4pl-lojistik-nedir/ kaynak olarak kullanıyorum.
ReplyDelete